Kayıtlar

Eylül, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Resimli şiir

Resim
Hiç mi değişmez bir şehir: Yenişehir yolları: Sevgişehir oralar: Bizimşehir şarap fabrikasının önünden sürüyorum sarhoşluğuma katık ettiğim ihtiraslarımı: Gülşehir adımın ilk hecesi ismin oldu şimdi diğer hecesi de senin şarkını söyler güzartığı Eylül'ünde endişenin, hüznümüzü çiz Karın ağrısı yalnızlıklara çiz el yordamı gülümsemeni Kimsenin inanamadığı acılarını kimsesizliğinin Kocaşehir'deki tek tuvaline çiz Ölümü bekleyen ağaçtan kadınlarını da çiz onu çizmiştin gerçi teşekkür ederim çiz o zaman: kardeş kanına doğranan ekmek gibi aşkları da saçlarının ay ışığı kokusunu da göreceğimiz bordo rüyaları da Akdeniz şehvetinde ayaklarının güzelliğini de çiz Hiç çekinmeden çiz: ağzımın içindeki serçeyi memelerindeki daldan tüneği kasıklarındaki ipekten kuş yuvasını delicesine bir aşkın yollarından varacağımız ıslak şarkıların resmini de çiz ben söylüyorum sen çiz nereye gidersek orası: Utanşehir çizmişken bir de lombozlarını çiz bembeyaz ve koskocaman bir aşk gemisinin küpeştesine

Gülümsemeni ekiyorsun mutsuzluklara

Resim
Yüzüne astığın Işıltılı gülümsemeni Gümüşten bir kolye, Teninden bir okşayış gibi Mutsuzluklara ekip gidiyorsun. Anadolu'nun içinden, Bir ilçeden bir ilçeye, Akdenizli bir sevgi ve yetenekli ellerinle, Korkusuzca ekiyorsun Bembeyaz gülümsemenin tohumlarını Mutsuzluğa, fakirliğe, aşksızlığa Taksi şoförlerinden başka Kimse aldırmıyor Gülümsemene şimdilik Ve sulamıyor Anadolu'nun içinde Ektiklerini kimse Ama yine de Bırakıp gidiyorsun Mutsuzluklara gülümsemeni, Boynuna astığın Sevinçlerinle birlikte. Nihayetinde gülümsemeni bırakıp gittiğin yerde Umutlar neşeyle yeşeriyor Zenginliğe, sevgiye, ihtirasa, Dudaklarının ıslak buğusuna dönüşüyor, Seni ve dudaklarını düşünerek Öpüşüyor kuşlar sevinçle, Sırf senin gibi gülmek için Gülümseyerek yaşanıyor aşklar, Sonunda ölümden bir ayrılık Olduğunu bile bile sırf senin için Ektiğin yerde büyüyor mutluluklar Gülümsemen güzel bir resim.

Yağmur

Resim
hava güzel bugün yağmur yağıyor iniyor göğün sicimleri bir kardeş bir dost bir sevgili gibi hatırlamaktan öte bilmediğim hiç duymadığım kelimeler kapalı cümleler kilitli kapılar gibi hava güzel bugün yağıyor yağmur anlamını bilmediğim konuşamadığım bir dilde deniz gibi balık gibi sarışın esmer veyahut kumral güzel bir kız gibi hava güzelmiş bugün ne fark eder ki nasıl olsa üzerime yağmıyor yağmur gidip başkasına sarılıyor

Mavi simetri

Resim
şimdi sen bana: "gel" diyorsun ya, sadece çocukluğumuzun treniyle gidilebilen ve görülebilen ıssız olduğu için çok şey anlatabilen bilmek isteyenler için en büyük gerçeğin; sınırların anlamsızlığı olan sınıra en yakın metruk bir tren istasyonun sahiciliğinde; "her şey" oluyorum ben mavi yeşil ışıkları ruj kokan kalabalık kent sokaklarının yalancılığında. şimdi sen bana: "sarıl" diyorsun ya, zamanın aynı hayalperest mevsiminde izlerimizin benzer yollarını katederek aynı güneşin batışında yan yana ünlemlerin tedirginliğinde; "güz" oluyorum ben aramızdaki boşluğun bir ormana yaslanan mavi simetrisinde uzak bir sahil kasabasının yaz ertesi tenhalığında. şimdi sen bana: "yeter" diyorsun ya, aynı kitabı aynı bilinmezlikle tenlerimizle okurken birbirimizden habersiz; "hiçbir şey" oluyorum ben imkansız sarılışların pişmanlığında.

Beyaz bulutlar

Resim
Sabahın kesif mavi göğünde asılı beyaz bulutlar, akşamdan kalma intihar hüzünlerimi gözyaşı damlaları olarak içime akıtıyor. Nasıl da beyaz bulutlar! Bana el sallıyorlar sanki. Tıpkı senin gibi uzak bir boşluktan içimi dolduruyor. Ben ise el sallama konusunda tereddüt yaşıyorum geceden kalma intihar hüzünlerimden dolayı. Oysa el sallasam size, hayal etsem, umutlansam güzelleşecek kadar basit hayat belki de. O kadar güzelsin ki içimde. Sadece seni düşünüyorum. Çok uzaklarda bir yerdesin ve bana el sallayan mutlu beyaz bulutlar kadar güzelsin. Sen, hiç tanımadığım, daha önce görmediğim hatta nasıl bir gizem olduğuna dair en ufak fikrimin olmadığı hayat dolu güzel bir sırsın, hep aradığım ama bugüne dek bulamadığım yaşama sevincinin izlerini taşıyan. Şimdi izlerini arıyorum şehirde. Tam olarak ne aradığımı da bilemeden şehirde dolaşıyorum amaçsızca ve nereye gideceğimi de kestiremeden. Daha önce hiç girmediğm sokaklardan, mahallelerden geçerek arıyorum hayatımda kaybolan gizemin, sırrın i

SINIRSIZ BARIŞ ATLASI

Resim
I Henüz adı koyulmamış bir sevgi doğuracaksın içinden, Kimliklere değil kalplere yazılacak ismi ve hep birlikte iyileşecek hastalıklı coğrafyamızdaki krater göllerimiz... II Adını öğrendiğinde senden doğan sevgi, içinde yemek pişirilen fakir katarları Erbil'e, içli şarkılar söylenen cinayet katarları Yerevan'a, kırmızı şarap içilen kadın katarları Londra'ya, zeytin tadında kan kokan barış katarları İskandinavya'ya varacak. III Ezberlendiğinde; büyüttüğün çocuğun ve sevgin kuşlarla anılacak adı, bir ülkeden bir ülkeye gitmek için olmayacak hiçbir katara ihtiyacı. IV Tarihin sayfalarını beyazlaştırdığında içinde yaşattığın sevginin adı; sevdanın sözlerini yazacak güneş diye sınırsız barış atlasına, gökyüzüne, ülkesinin yeşiline, dünyasına ve annesinin ellerine barış diye...