Kayıtlar

Eylül, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Seni Gördüğüm Zaman

Resim
Gezegenimiz uzayın soğuk ve karanlık boşluğunda içinde olduğu galakside bilinen ama büyük resimde asla kestirilemeyen bir kuşağa acıyla ilerlerken ve evrendeki tüm madde bir diğerinden hızla uzaklaşıp yalnızlaşırken; kesin ve mutlak bir yok oluşun alt edemeyeceği kadar güçlü bir sarmalda birbirimize tutunup çekiliyoruz kuasar bir sevgiyle!

MERDİVEN BOŞLUĞU OLMAYAN BİR APARTMANDA YAŞAMAYA BAŞLAYAN BİRİNİN ACILARI VE SARILDIĞI TEK ŞEY

Resim
Gecenin ilerleyen saatleriyle özdeşleşmiş buzdolabı motorunun tuhaf gürültülerini gündüz de duymaya başlamışsanız bu durum intihara daha da yaklaşmış olduğunuzun delili olabilir. Başka maddi ve maddi olmayan delillerimde var üstelik: Tüm mahalleyi sarmış ve hiç bitmeyen inşaat gürültüleri, çocukların oyun oynarken arsızca bağırtıları (ellerinde küçük mermer parçalarıyla daha küçük taşları ezip toz haline getirmek oyunu çok yaygın), satıcıların ruta bağlanmışcasına şaşmaz zaman aralıklarıyla sokaktan geçerken akortsuz megafonlarından çıkan robotlaşmış ve bir türlü kayıtsız kalamadığım homurtuları (çoğunun ne sattığını anlayamıyorum bu da ayrı bir acı nedeni), yukarı, aşağı ve yan dairelerden ara sıra gelen betonik tıkırtılar, yakınlardaki bir tuz madeninden geldiğini öğrendiğim hemen hemen her gün patlatılan dinamitlerle tüm mahalledeki binaların tekme yemişçesine sarsılması, bulunduğum odada özgürce ve mutlu şekilde uçan bir kara sineğin duyamasam da zihnimde yarattığım vızıltısı, kan

BOL TÜZÜKLÜ CUMHURİYET SENİ BEKLERKEN

Resim
Ece Ayhan'dan ilhamla Harun'a anlayacaksın ki bu kenti soğutan iklimi değil tüm kurumları ve hesap cüzdanları ile somurtan devlettir okulların giriş sınavlarını kazanıp kamuya yeterince karşı olmadığından intiharsızlığa doğaya karşı geldiğinden bacakların koparılmamaya aldırmadığından boğulmamaya başlayacaksın hatta resmi ve apoletli gazetelere çıkacak anlamlı bakışların tabii derin anlamlarıyla adının

EYLÜLÜN ALTISI

Resim
Çizilmiş ve nemden buğulu camdan sızan güneş hem menekşeyi hem de adını bilmediğim bir salon bitkisini besliyor sessizliğin sesine karışırken çocuk sesleri fiskos masası hiç olmadığı kadar yalnız kitap okuyorum bir şeyleri hatırlamak istercesine ne pişireceğimi düşünüyorum bir yandan da sıkılıyorum hayatımızı zamana ve saatlere bölen bu tiranlıktan ama seni çok seviyorum ağzımın kenarından dökülen su gibi hatta!

İSİMSİZ MUTSUZLUKLAR

Resim
Ah! Bir anlayabilsem bu mutsuzluğu Bakarken bir ağaca sağlamlığı yerine kırık mobilyaları neden düşündüğümü Veya yeşilini değil yaprağını kirleten tozlarını Kadınımın kolları benzemiyor hiç dünyaya Yoksa o da mı dahil hayata Belli ki nasıllarla ilgilenmeli nedenlerin yerine Ama bilmeli yine de evlerin dört tarafı kırılacak camlarla dolu