Öldürülen kadınlar, geleceğimiz ve isyan
Yeni sömürgecilik anlayışı dünyaya hakimken, duyguların bile mekanikleştiği atmosferde sıcak ve sevgi dolu şeyler yazmak ne zor. Hele ki kutsi gün üretmede eşi benzeri olmayan yaratıcılıktaki üretici insan uygarlığı heyecanla bir sevgililer gününü daha yaşıyorken. O sevgililer günü ki; genç bir kadın tecavüze uğrayıp, öldürülüp, bedeni yakılarak yok edilmeye çalışıldığının ortaya çıktığı güne denk geliyor. Sevgi, aşk, bağlılık, dostluk ve adanma gibi insanı yüceltmesi gereken duyguların kırmızının binbir türlü tonuna bulanmış satılık eşyalarla içinin boşaltıldığı ve alçaltıldığı bir günde bir kadın daha öldürülüyor. İçine düştüğümüz sığ ve birbirinin benzeri arzuların bedeli 14 Şubat’a özel bir renkte Özgecan’ın bedeniyle kanıyor. İktidarın artan ve giderek popülerleşen-yaygınlaşan bağnazlığı seri kadın cinayetlerini tetikliyor. Kadın cinayetlerini araştıran bir sosyoloğun “çok fazla acı var” diyerek intihar ettiği milliyetçi, muhafazakar, dindar ve erkek bir toplumu besleyen en hayat...
bunca zamandır neden bu şiiri dinlemedim diye kızdım kendime . demek beni bekliyorsun haa ya da ben seni bekliyorum , yok yok
YanıtlaSile ) hiçbiri.
şiirse mükemmeldi ...