ÇÜNKÜ SEVİYORUM SENİ

bugün hava güneşli. kırbaç gibi yakıyor mayısın yirmisi; adana çünkü burası güneş her zaman tepemizde sallar kılıcını hele ki çalışana, emekçiye, sevgiliye, fakire... güneşe çıkmıyorum pek o yüzden yanlış anlamayın açık bir tenim var ve bir de fena halde karşıyım çalışmaya, özgürleşmeye (!) nedense sapkın düşler kuruyorum durmadan odamın talan edilmiş yalnızlığında. küçük popon dolaşıyor gözümün önünde, sulu kukun, minik memelerin, ıslak dudakların... pürüzsüz ve ipeksi ayva göbeğinde geziniyorken ellerim, dilimin ıslaklığı ile karıncalanıyor burun direğin... hayallerimin varsıllığı ile gerçeklerimin yoksulluğu arasındaki çelişkilerde burkuluyor boğazım. durup düşünüyorum; aslında düşünemediğimi! fantezilerimin bir fikir, düşünce, felsefe sayılmamasına içerliyorum. fikir, düşünce ve felsefelere de karşıyken üstelik. küstahca yazıyorlar insanlığın kibrini her bir sayfada azalırken yeşil. insan denen yok edici acımasız türün tekrar tekrar ürettiği yenilenme, büyüme, kentlerin tahakkümü ...